22 Haziran 2017 Perşembe

Yaşar Kemal kitabı üzerine...

Edebiyatımızın ulu çınarı, büyük usta Yaşar Kemal'in aramızdan ayrılmasının hemen ardından pek çok kişi anılarını anlatmaya başladı. Birçok kişinin büyük ustayla anısı vardı, hemde her türlü. Kimisi siyasetten, kimisi gençliğinden, kimileri de edebiyattan. 

Benim hemşerimdi kendisi, komşu köy Hemite'dendi, üstelik benim köyümde, yani Osmaniye'nin merkeze bağlı Bahçe köyünde vekil öğretmenliği yapmıştı büyük usta. Bizim köyde anıları çoktu, kendisinin anlattıklarını yazılanlardan biliyorum, birebir görüşmüş kişilerden de dinlemiştim bazı anılarını. 

Çocukluğundan, gençliğinden. Ağıtlardan ilk etkilenmesi yine bizim oralardan, yine bizim oraların âşıkları Murtaza Küncü, Güdümen Ahmet'i hayatı boyunca hiç unutmadı. Her fırsatta bu kişileri dillendirdi.

Benim aile büyüklerimlede anıları vardı ustanın, kimilerini eserlerine konu etti. Ustanın ölüm haberinin ardından hakkında konuşulan ve yazılan herşeyi dinledim hemen hemen, elbette benimde bildiklerim vardı. Biyografisini yazmaya karar verdim. Adana'da, Yaşar Kemal'e hayranlığıyla bildiğim isimlerin başında gelen Çukurova Belediye başkanı Soner Çetin'le konuştum önce. 'Yaşar Kemal' kitabını yazacağımı anlattım. Lafım biter bitmez her türlü destek olacağı söyledi Soner başkan. 

Üyesi olduğum Çukurova Gazeteciler Cemiyeti başkanı Cafer Esendemir'le de biraraya gelip kitabı konuştuk, "nasıl bir şey olmalı?" İhlas Haber Ajansı Adana Bölge Müdürü Adnan Kulak'a da anlattım 'Yaşar Kemal' biyografi projesini, sağ olsun bazı düşüncelerini benimle paylaştı. Değerli gazeteci arkadaşlarımdan bazıları kitaba konu oldu, büyük ustayla anısı olanların anlatımlarına da yer verdim. -isimleri sürpriz olsun, kitabı okuyunca görebilirsiniz- Yaşar Kemal, Çukurova'yı anlatmıştı dünyaya; istedim ki bu topraklardan bir çok insanın katkısı olsun biyografiye. 

Gazeteci Ufuk Tekin'i de ihmal etmedim elbette, çok hareretli şekilde sohbetimiz oldu, öğütlerde bulundu. Yine meslekteki büyüklerimden; Bilal Tipi, Çetin Yiğenoğlu, Süleyman Canbolat, Abdurrahim Haklıkul, Abdulkadir Kaçar, Nuri Olgun, Şahin Özer, Mustafa Ersoy, Yusuf Ziya Yılmaz, Ceyhan Gazeteciler Cemiyeti başkanı Şahin Özer'e de kitap hakkındaki fikirlerini sordum. -ismini saymayı unuttuğum varsa, beni afetsinler- 
Yaşar Kemal, aynı zamanda folklor, yani halk bilimi uzmanıydı.

Kitapta, folklor derleyicileri, araştırmacıları da elbette olmalıydı. Teşekkürler; Kadir Keçebaş, Mehmet Erkoçak, Osman Işık, Osman Nuri Poyrazoğlu. Araştırmacı - Tarihçi Cezmi Yurtsever'i de unutmuyorum, farklı bakış açısından değerlendirmeleri oldu. Ankara'daki arkadaşlarımdan; Adanalı gazeteci-yazar Fatih Bayhan ile Karamanlı araştırmacı - yazar Yrd. Doç Dr. Ali Güler'inde rehberliğini unutmamak mümkün mü?

Karahan Kitabevi'nin yayın editörü Seyfi Karahan'la kitabın kapağının nasıl olması gerektiğini uzun uzun konuştuk, fakat bir sonuca varamadık. Ceyhan'da yaşayan, değerli arkadaşlarım arasında yer alan eğitimci - ressam Özlem Ellialtı dan yardım istedim. Büyük bir özveriyle çizdiği, ustanın yağlı boya portre çalışması kapak oldu. 

Çok teşekkürler Özlem... İstanbul'da yaşayan, yönetmen ve akademisyen arkadaşım Mehmet Ali Nalbant ile de görüşmelerim oldu. Katkısı olsun istedi 'Yaşar Kemal' kitabına, ve 25 saniyelik harika bir tanıtım filmi gerçekleştirdi. Mehmet Ali Nalbant'ın bu katkısına ne desem azdır, sağolasın dost. 

Fatih Bayhan ile Mehmet Ali Nalbant benim Yüreğir'den çocukluk arkadaşımdır. Ortaokuldan ingilizce öğretmenim, şu an Antalya'da yaşayan, aslen Adanalı olan Nursel Keleş hocam, sizede teşekkür ediyorum, yol gösterici oldunuz. Katkısı olan diğer önemli isimlerden bazıları Osmaniye'den; Mehmet Poyrazoğlu ile Türker Fikri Poyraz ve Hemite köyünün muhtarı Hüsnü Cömert.

Tarihi olayların ışığında ve bilinmeyen gerçekleri de anlatan 'Yaşar Kemal' kitabı benim olmaktan çıkmıştı, kollektif bir yapıya dönüşmüştü. En çokta buna sevindim... Gerçeği söylemek gerekirse, kitabın yazımı bile ayrı bir kitap konusu olur....
(20 Nisan 2015)

Büyükşehirde hangi kabile kazanacak!

CHP'nin Adana büyükşehir adayı belli olmadan başkanlık konusunda tahmin yürütmenin saçma sapan fikir olduğunu düşünüyordum. CHP'nin Adana büyükşehir adayının mevcut Çukurova belediye başkanı Yıldıray Arıkan olduğu öğleye doğru kulislerde konuşulmaya başlayınca kimse pek inanmak istemedi, lakin akşama doğru kendisinin kesin olduğu gayri resmide olsa yetkili ağızdan da telaffuz edilince tamam dedim iddialar doğruymuş ve süsleme haber değilmiş dedim.
***
Süsleme haber dedim ona da açıklık getireyim; biliyorsunuz CHP'nin Adana büyükşehir adayının kesin olarak Soner Çetin'in olacağı yönünde ön görüler çoğunluktaydı. Hadi yerel basın bi yana dursun, yaygın medya bile Soner Çetin ismini ısrarla dillendirmekteydi. Fakat CHP'li Çetin ismi gazete sütunlarında yer alırken onun yanına bi kaç isim daha ekleniyordu, haber süslenmiş oluyordu. Taraflı haber olmasın diye "süsleme" dediğim zenginlik katılmaktaydı. Çoğu gazeteci tarafsızlık adına bunu hep yapar bilesiniz.
***
Ayrıca Soner Çetin sipariş haber yaptıracak bir karektere sahip değildir, dürüsttür, harbidir ve mert adamdır. 2 yıldır çalışma yapan CHP'li Soner Çetin'i sanırım herkes iyice tanımıştır. Soner Çetin artık CHP'nin Çukurova belediye başkan adayıdır. Ha yola büyükşehir için çıktı, sonrada ilçe adayı filan oldu ama, sanmayın Soner Çetin'in bu teklife balıklama atladı. Şimdi yazının burasında Soner Çetin'i bi kenara bırakalım, Çukurova yine CHP'nin olacaktır. Neden ve nasıl diye soracak olursanız; bakın bakalım öbür adayları kim ne kadar tanıyor ve onların siyasi tecrübesi ne kadar? Çukurova ilçesini başka bir yazıda irdeleyeceğim için konuyu burada kapatıyorum.
***
Fazla karıştırmadan yazımızın esas konusu olan Adana büyükşehire tekrar dönelim. Adaylar kimdi? Ak Parti'den Abdullah Torun, MHP'den Hüseyin Sözlü ve CHP'den Yıldıray Arıkan. Peki kim kazanır? Çok hızlı ve basit mi sordum acaba... Şu an net olarak görünen tabloda hala bişey yok! Herkes eşit demek zorundayız. Hem daha BDP, HDP yada bağımsız aday açıklanmadı, o kanattan nereden baksan en az 100 bin oy var, yabana atmamak gerekiyor. Dur bakalım; Aytaç Durak kapanışı nasıl yapacak? Durak hâlâ sahnede onun gibi bir siyasetçinin çarpışarak gideceği kanısındayım. Durak bu belli olmaz! Bakarsın ekibini toplar ve hurraaa sandık başına, ve şunu da diyebilir; "madem beni kimse kabul etmedi, hepinizi sıkıntıya sokacağım hayatınızın en zor seçimini sizlere yaşatacağım."
***
Aytaç Durak ve ekibi dedim az önce farkındaysanız. Ne dediğimi iyi biliyorum onun her zaman bir ekibi vardır. Öne süreceğim isimler bile var, ama şimdi yazma gereği duymuyorum zira bu yazı çok uzayacak ve konu dağılacak. Meraklanmayın notumuzu aldık ve yazacağız.
***
Adana büyükşehir belediye başkan adayı Ak Partili Abdullah Torun'un her kesimden oy alacağı iddia edilmekte. Adana büyükşehir belediye başkanlığını MHP'li Sözlü "yerli" olduğu için alır diyorlar. CHP'nin Yıldıray Arıkan'ı "yerli" olduğu için Adana büyükşehire aday gösterdiği söyleniyor. Vay bee! bizler bu mesleği yaparken hiç farkına varmamışız, ne kadar "yerli" varmış Adana'da!..
***
Durun bakalım;
Şoşon, Payitu, Kahula ve Mevuk kabileleri daha adaylarını açıklamadı arkadaşlar acele etmeyin öyle, bi durun yahu! Ha... öte yandan yerli halklar arasında şöyle bir tahminde var;
Apaçileri temsilen Oturan Ayı'nın, Komançilerin gözde adayı Kırmızı Boğa'nın ve Siyulardan da Koşan Tazı'nın başkan olma ihtimalleri varmış.
Anlayacağınız, Yankiler yine avucunu yalayacak!

(17 Ocak 2014)

CHP Adana ve Uşak'ta ne yapacak?

CHP'de haftalardır beklenen MYK ile PM toplantısı yine aksilikle ve rötarla Pazar günü gerçekleşti. Aksilik ve rötarda demek istediğim şu; MYK toplantısı Cumartesi günü yapılacaktı olmadı, Pazar'a bırakıldı. 

***

Hızlı şekilde aday belirlemeye ve oylamaya geçildi, akşama doğru ise isimler netleşti derken bu seferde itirazlar geldi. İtirazlar İstanbul'dan Sarıgül'e, Hatay'dan ise Savaş'a oldu. Olmadı, tekrar oylamaya gidildi. En sonunda ise; bu sıkıntılı iki isim resmiyet kazanmış oldu.

***

Cemaatin oylarına talip olduğu ileri sürülen Mustafa Sarıgül İstanbul'dan CHP'nin adayı artık. Özellikle altını çiziyorum; Sarıgül'ün seçim kampanyası hiçte öyle kolay geçmeyecek. Sarıgül için neden bu kadar net konuştum onada açıklık getireyim, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisini, ardından kamuoyunda çıkan çıkan iddiaları aklınıza getirin ve iyi düşünün.

***

Haa, konu açılmışken belirteyim; cemaat iktidardan sonra CHP'yi de sıkıntıya sokacaktır, bunu yazın bi tarafa.

***

CHP'nin Adana ile Uşak adaylarının açıklanması haftaya bırakıldı. Partide en belirgin sıkıntı Adana ve Uşak'ta yaşanıyor. Adana'yı zaten biliyorsunuz, tekrardan anlatmama gerek yok sanırım. 

***

Size Uşak'tan bahsedeyim biraz;Tahmini 200 bin nüfuslu şehrin şu anki belediye başkanı Ali Erdoğan, partisi yok bağımsız anlayacağınız.

Bağımsız başkan Erdoğan için Uşak'ta kendisinin CHP'den aday olacağı dedikoduları yayılıyor. Halince kentin CHP tabanı tepki gösteriyor, partinin Uşak milletvekili Dilek Akagün önderliğinde ve 9 aday adayı ile birlikte yaklaşık 100 kişi taa Ankara'ya kadar geliyor.

CHP genel merkezine gelen Uşaklıları tesadüfen gördüm, bizzat gözlemlediğim için söylüyorum, çok öfkeliydiler. Bağımsız Uşak belediye başkanı Ali Erdoğan aleyhine yazılı pankartlarıda açarak aynen şöyle seslendiler; "cemaatçileri istemiyoruz, Fetullan Gülen'cileri istemiyoruz..."

***

Uşak, kent olarak küçük olabilir ama öfkesi büyüktü. Adana'nın ise şu an CHP'de yayılan dedikodulara tepkisi, Uşak'ın yanında nokta kalır. Belirsizliği ile aday açıklamasını geciktirmesi nedeniyle CHP kaybeden tarafta. Size soruyorum şimdi; bu iki kentte özellikle Adana'da CHP'nin şansı ne kadar? CHP yeni yılın ilk haftasında açıklayacakmış Adana ve Uşak adaylarını.

***

Tamam hadi, CHP Adana adayını açıkladın diyelim; kışın ortasındayız ve dağlık yerlere oy istemeye nasıl gideceksin. Onuda geçtik, CHP'nin adayı kendi reklamlarını asmak için bilboardları kiralayabilecek mi?

***

Aslında bana ne yahu! Ben sadece gözlemlerimi ve düşüncelerimi yansıttım o kadar. (23 Aralık 2013)

7 Ocak 2014 Salı

Turgay Develi bana 'kimsin' diyor...

Soruyor bana; kimsin?.. Çok mu gerekli kim olduğum! Nasıl bir insan olduğumu daha öğrenemediniz mi? Bilmiş geçinirsiniz, daha çözemediniz mi beni, araştırmadınız mı soyumu, sopumu! Merak ediyorsunuz beni ve her şeyimi değil mi? 

 Aslen Osmaniyeliyim, 1982 yılında Adana’ya taşınmışız ailecek. Hata var bende; biliyorum, yazamadım ne halt olduğumu. Yazılarımda övemedim kendimi. Haklısınız, hatalıyım kusura bakmayın. Entelektüel bir biçimde yazılarımda, Türkçe kelimeler yerine ecnebi kelimeler kullanmalıydım değil mi. İzlediğim filmlerden bahsetmeliydim, okuduğum kitapları anlatmalıydım, hem de görgüsüzce. Ve ara sıra topluma malolmuş insanları, siyasetçileri, bürokratları, iş adamlarını ve sanatçıları kendime yakın gösteren yazılar kaleme almalıydım. 


 Bazen vatan-millet muhabbeti yapmalıydım, bazen de bravo, tebrikler ve alkışlar diye başlamalıydım yazılarıma. Eğer iyi bir yazarsanız, bilirsiniz yazı hayatını. Yazı yazmak tamamen yetenek işidir. Yıllardır gazetecilik yapan, ama köşe yazarlığı yapamayan arkadaşlarımız var. Aynı şekilde yıllardır köşe yazarlığı yapan, fakat haber yazamayan arkadaşlarımızda mevcut. 


 Her ikisini de başarı ile yürüten meslektaşlarımızı da unutmamak gerekiyor. Bi de her şeye eleştiri yazanlar var, olsun onlarda gerekli. Yoksa çekilmez bu hayat değil mi? Siz bana şunu da sordunuz; kime hizmet ediyorsun? Hizmet konusunda da haklısınız, biliyorum yanlışım var. Yazılarımı ve bu değerli bir buçuk sütunu birilerine hizmet için kullanmalıydım. 


 Ne yapayım bunda da başarısızım… affet beni (!) Sizden öğreneceğim daha çok şey var! Ahh… size bi ulaşabilsem yalvaracağım vallahi ‘bana ders verin’ diye… Sizden izinsiz köşe yazarlığı yaptığım için kusura bakmayın. Ne yapayım, ekmek davası… 


 *** 

 Adana Milletvekillerinin bir çoğunun ve parti il başkanlarının tamamının bende cep telefonu mevcut. Zira bazen gerek oluyor cep telefonları, ama önemli durumlar için. Çok gerekmedikçe cepten kimseyi aramam. Sabit telefonlardan ulaşmaya çalışırım. 

 Sizin bende cep telefon numaranız yok, illaki olacak diye de bir şey yok zaten. Yorum yazdığınız gün TBMM’deki büronuzu aradım, yoktunuz! Kimse yanlış anlamasın, aramamın nedeni yorumunuzdan dolayı teyit almak içindi. 


Orada yoktunuz, halbuki benim aradığım gün partinizin grup toplantısı vardı. Not bıraktım sizi aradığıma dair, önemli değil aramasanız da olur. Merak ediyorum, o gün partinizin grup toplantısına katıldınız mı? Size bir sorum daha var; TBMM’nin internet sitesinde bilgilerinizde Adana Kadirli doğumlu yazıyor. Milletvekili Turgay Develi, utanıyor musunuz Osmaniyeli olmaktan. Ben utanmıyorum Osmaniye’nin merkeze bağlı Bahçe Köyü’nden olmaktan, 


Kadirli’deki ve Andırın’daki akrabalarımdan. Babam işçi emeklisidir, 30 yıl önce gelmiş Adana’ya nafaka için. 

 *** 
 Seçilmiş bir kimliğe sahip olmanızdan dolayı önünüzde saygı ile eğiliyorum sayın MİLLETVEKİLİM! (21.11.2012)