22 Haziran 2017 Perşembe

Mir Said Sultan Galiyev

İşçi sınıfı, birkaç kişinin önderliğinde Rusya steplerinde adım adım devrime doğru giderken bu 
topraklarda ki Müslüman halkları unutmadılar. Rusya Müslümanları inançlarını daha iyi yaşamak için Bolşeviklere yardım etmişlerdir.


1900’lü yılların başında gelişen sanayi üretimi işçi sınıfının doğmasına neden olurken, beraberinde bu sektörde çalışanların ülke yönetiminde söz sahibi olmak istemeleri sosyalist düşüncenin önünü hızla açmıştır. Önce Batı’da filizlenen, komünizmde diyebileceğimiz işçi ağırlıklı yönetim biçimi düşüncesi dünyadaki mavi yakalılar arasında hızla yayılırken sloganları da çoğunlukla şu şekildeydi; “üreten biz, yönetende biz olacağız.” Rusya Çarlığında rejim değişikliği isteyenler ezilen işçi sınıfını dayanak göstermekteydi. 

Doğru dürüst haklarını alamayan, toplumunda en alt tabakasında yer alan bu işçi sınıfı birkaç kişinin önderliğinde Rusya steplerinde adım adım devrime doğru giderken bu topraklarda ki Müslüman halkları unutmadılar. Zira, Rusya Müslümanları da ezilen sınıf arasında yer almaktaydı. Rusya’nın Bolşevikleri, başta Lenin olmak üzere bölgelerindeki Kızıl devrimde buralardaki Müslüman halkları bir şekilde kullanmışlardır. 

Rusya Müslümanları arasında Bakü’de yaşayanları saymazsak işçi sınıfı pek yoktu. Bakü’dekiler ise petrol işçileriydi. İşçi sınıfı olmayan Müslümanlar, Rusça çoğulculuk anlamına gelen Bolşevik devrime nasıl katkı sağlayabilirdi? Elbette buradaki Müslümanlarda ezilen halklar arasındaydı. Çarlık Rusyası, Tatar Müslümanları çoğunlukta olmak üzere bu insanları eziyor, horluyordu. Daha da ileri giderek din devşirmesi de gerçekleştirdiler. Yani, o yıllarda birçok Müslüman zorla Hristiyanlaştırıldı. Bugün bile birçok Hristiyan Tatar geçmişte Müslüman olduğunu ifade etmektedir.

Rusya’daki Hristiyan işçi sınıfı emeğini öne sürerek Bolşevik devrime katkı sunarken, Müslümanlarda dinini daha rahat yaşamak için sosyalist saflarda yer almıştır. Lenin bu Müslümanlara devrim sonrası dinlerini daha iyi yaşayacakları vaadinde bulunmuştur. Sosyalist taraflarda Müslümanların yer alması Lenin’in sayesinde olmamıştır. 

Türk ve Müslüman Tatar Mir Said Sultan Galiyev’in gayretleriyle Müslümanlar Bolşevik devrime yardım etmiştir. Binlerce kişilik Müslüman Kızılordu’ya komutanlıkta yapan Galiyev, yine bir Türk’ün komutasında ve devrim karşıtı Çar yanlısı Beyazordu’ya karşı da savaşmıştır. Beyazordu’nun komutanı ise Rus tarihinin ünlü isimlerinden Türk asıllı Amiral Kolçak’tır. Stalin tarafından hazin bir şekilde kurşuna dizilen Galiyev hakkında Türkiye’den bir çok isim yazılar yazmış ve bazı düşünceler sunmuştur.

İslamcı – Sosyalist, Turancı – Sosyalist, Türkçü – Sosyalist gibi yakıştırmalarda yapılan Galiyev esasında İslamcıydı. Rusya Müslümanlarının ne zorluk yaşadığını çok iyi bilen Galiyev bir dönem gazetecilikte yapmıştır. Gazeteciliğinde Müslüman halklar hep ön planda olmuştur. Türkiye’de Galiyev hakkında ilk yazılar Attila İlhan tarafından kaleme alınmıştır. 
“Avrasya’da Dolaşan Hayalet” isimli Galiyev’in biyografi kitabına da imzan atan ve hakkında şiirlerde yazan Attila İlhan; 
...

galiyef yoldaş ne olacak
galiyef yoldaş sibirya sürgünü
elinde bir mektup eski yazıyla
artık yüzünü bile unuttuğu
karısından
burnunda sadece kokusu var
ilkbahar kadar müşfik
sonbahar kadar yumuşak
galiyef yoldaş ne olacak
avrasyada hala mazlumların uğultusu
kısa bozkır atlarının nallarından
gizli kıvılcımlar ki etrafa saçılıyor
azadlık mermileridir
çekirdekleri çelik
cehennem gibi sıcak
...
13 Temmuz 1892 tarihinde, Başkurdistan’nın Elimbetova isimli köyünde öğretmen bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen, Lenin’in ölümünden sonra düşünceleri tehlikeli bulunan ve 28 Ocak 1940 tarihinde kurucuları arasında yer aldığı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin o dönemki yöneticisi Stalin’in emriyle kurşuna dizilen Mir Said Sultan Galiyev hakkında Attila İlhan dışında biyografi kitabı yazanlarda oldu.

Halit Kakınç tarafından önce doktora tezi olarak yazılmaya başlanan daha sonra kitap haline getirilen “Sultan Galiyev ve Milli Komünizm” hakkında Prof. Dr. Toktamış Ateş şöyle yazar; 
“…Sultan Galiyev, içinde yaşadığı dönemin tüm fırtınalarına göğüs geren ve inancıyla, sezgileriyle, ruhuyla ve cismiyle katıldığı bir kavgada, oradan oraya savrulan bir siyasetçi ve bilim insanı. Yaşadığı çağda böylesine önemli işlevler üslenen ve daha sonraki dönemlerde de, hakkında çok çalışmalar yapılan böyle bir kişinin, Türkiye’de pek bilinmemesi ve bilenlerin önemli bir bölümünün, Komünistliğini ihmal ederek, Türkçülük yanını ön plana çıkarmaları, çok ilginçtir. Türkiye’de solcu olmak; uzun dönemlerde, vatansızlık, ulusal duygulardan yoksun olmak vb. gibi tanımlandı ve tanıtılmaya çabalandı...”
Yaklaşık 2 yıl önce “Müslümanları unutmayın” başlıklı yazısında Soner Yalçın şu ifadeleri kullanır; 
“...Tev­hid di­ni, şirk di­ni­ne dö­nüş­tü­rül­dü. Ama bu­na ye­nik düş­me­yen­ler de ol­du. Ör­ne­ğin… Dün; “İt­ti­had- ı İs­la­m” di­yen Na­mık Ke­mal gi­bi Jön Türk­ler de var­dı. Dün; Sal­ta­na­tın göl­ge­sin­de­ki ge­le­nek­çi Müs­lü­man­la­ra kar­şı çı­kıp Kur­tu­luş Sa­va­şı için Ana­do­lu yol­la­rı­na dü­şe­ni Meh­met Akif gi­bi ay­dın Müs­lü­man­lar da var­dı. Bugün de milliyetçiler, halkçılar, sosyalistler ve “adil düzen” savunucusu Müslümanların katılacağı –Sultan Galiyev’in yaptığı gibi- yeni bir “Doğu Halkları” ittifakına ihtiyaç vardır…”
Nihat Genç Galiyevizm’i tanımlıyor;
“...doğulu halklar, Amerika, Avrupa ve Rus emperyalizminden korunmak için kendi konfederasyonlarını, sosyalizmlerini kurmak zorundadır!..Bunu tamamlayan görüş şudur: sanayi devrimini yaşamamış doğulu türk, fars, arap, müslüman halklar, milli ve islami değerleri korunarak sömürgeler enternasyonalizmini kurmalıdır!...”
Son olarak Emre Kongar Galiyev hakkında der ki; 
“…Bilindiği gibi Sultan Galiyev komünizm ile Müslümanlık ve Türklük arasında bir sentez arayan, Orta Asya’daki Türk topluluklarını birleştirerek, komünist bir Türkistan devleti kurmak isteyen, bu anlamda “Türkçü ve Müslüman bir komünizm” akımını savunan liderdi.”

Sovyet devriminden kısa bir süre sonra, 1928 yılında Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılacağını ön gören Galiyev; 
“Bugün, SSCB adı altında yeniden kurulmuş olan eski Rusya, uzun ömürlü değildir. Geçici ve muvakkat bir şeydir. Bu durum ölmekte olan birinin son nefesi, son çırpınışlarıdır. Rusya dağılacaktır…”
Sultan Galiyev; Turancı Komünist değildi, Mazlum Doğu Halkları’nın savunucusu İslamcı Sosyalistti. İslamcı Sosyalizm ‘Halk Sosyalistliği’ne eş değerdir. Halk sosyalistliği ise dinsiz olmaz. Bu bağlamda şunu söylemekte fayda var, her sosyalizm dinsizlik değildir. Sosyalizm maddi gelirde eşitlik değildir sadece, dini yaşamda da özgürlük ve eşitliktir. Rusya Müslümanları 100 yıl önce dinlerini özgürce yaşamak için bedel ödediler, Lenin’e ve Bolşevik Devrime yardım ettiler. Sonrada Stalin tarafından perişan edildiler. Dinsiz devletin ömrü kısa olur.
MEHMET POYRAZ

Sebîlürreşad Dergisi, Sayı: 1013, Ocak 2017

Hiç yorum yok: